Adıgüzel şu ifadelere yer verdi:
Bugün 81 il başkanı mahlası ile yayınlanan açıklamanın son paragrafı beni ziyadesiyle üzmüştür Her şeyden önce bu açıklama geçtiğimiz gün “tüm tartışmaları bitiriyorum” diyen Sn. Genel Başkanın sözünü de boşa düşüren bir metindir. Metinde sıkça Atatürk’ün Partisi vurgusu yapılarak parti yönetimine yapılan demokratik itirazlar duygusal kıskaca alınmaya çalışılmaktadır. Ayrıca 31 Mart seçim başarımız tüm itirazlara karşı bir baraj olarak konulmaktadır.
SÖYLEM BAŞKA AMAÇ BAŞKA
Tam da burada, bu metni hazırlayan ve örgüte zorlayanlar bilmelidir ki, bu partinin nüvelerini oluşturan birinci mecliste Atatürk’ün pratikleri ve yetkileri dahi hem de “sayısız zafer kazanmış olmasına rağmen” sınırsızca eleştirilebilmiştir. Bunlar yeni zaferlere ve başarılara engel olmamış ve Atatürk geçmiş zaferleri örnekleyerek(!) bu eleştirileri kısıtlamaya gitmemiştir. Tam tersine 1931 yılında 3.Kurultayda “yanlışları en ağır şekilde eleştiriniz. Bundan imtina etmek faydadan çok zarar getirir” demiştir. Bu pencereden süreç doğru okunduğunda görülecektir ki, bugün “Atatürk’ün partisini iktidar yapmak için” susulması gerektiğini kaleme alıp 81 il başkanına zorlayanların hedefi ulusal bir başarı değil, parti içi başarıya yöneliktir, yönetimin tahkimatıdır.
31 MART HERKESİN BAŞARISI
Metinde sokağın gündemi vurgusu çok önemlidir. Ama sokağın gündemlerinden biri de normalleşme ve CHP yönetiminin gündem konularında takındığı tutum olduğu unutulmamalıdır. Siyasi nezaket olarak tanımlanması gereken şeyleri normalleşme olarak isimlendirmek partinin tüm geçmiş mücadele mirasını ve ajandasını töhmet altında bırakmaktır. Ayrıca herkesin de bildiği üzere 31 Mart başarısı, bugün haklı itirazları dikkate alınmayan milletvekillerinin ve bir önceki yönetimin de içinde pay sahibi olduğu topyekün bir başarıdır, bu mücadele ile kazanılmıştır. Buna rağmen 31 Mart başarımız “yanlışa duvar” ve bir takım anket sonuçlarını da “yanlışta ısrar” olarak gerekçe gösterilmektedir. Ayrıca bugün hala birinci parti isek, bu yanlış politikalara rağmen olduğunun, hatta bu politikalardan vazgeçilmesi ile birinci parti olma durum ve oranını belirgin olarak arttıracağı, toplumda büyük tepki çeken söylem ve uygulamalara ısrarın bu desteği daha da azaltacağı dikkate alınmalıdır. Söylediğimiz budur.
İTİRAZLARIMIZIN HEDEFİ TOPLUM DESTEĞİNİ KAYBETMEMEK ADINADIR
Ülkemizin bulunduğu coğrafyada büyük jeopolitik gelişmeler yaşanan bu dönemde ulusal çıkarları öne alan, CHP merkezli politikalara ihtiyaç vardır. İtirazlarımızın hedefi toplum desteğini kaybetmemek, partimizi ve esasen de ülkemizi kaybetmemek adınadır. İlkesel ve ulusal endişeleri kişisel kariyer beklentisi olarak kategorize etmek ve itiraz koyan saygın isimleri örgütün ve kamuoyunun önünde ihtiras peşinde sorumsuz insanlar olarak takdim etmek bu partinin demokratik kültürüne ve geleneklerine aykırıdır. Böyle bir ithamı sadece kendim için değil bu partide milletvekili olma onuruna ulaşmış herkes için hakaret addederim.
PARTİDE ÇOK SESLİLİĞE AYKIRI BU TOPTANCI YAKLAŞIM…
Sonuç olarak, bugüne kadar tüm eleştirileri 31 Mart başarısı ve anket verileri ile engellemeye çalışanlar üçüncü dalgakıran olarak da 81 il başkanı olarak takdim edilen açıklamayı ortaya koymuşlardır. Partide çok sesliliğe aykırı bu toptancı yaklaşım, bu örgüte emek veren, bu demokratik kültürün oluşmasını sağlayan bizzat il başkanlarımızın ve örgüt emekçilerinin de aleyhinedir. Bu metindeki birlik beraberlik vurgusunu, yanlışlara itiraz eden tüm yoldaşları da kapsayacak bir kardeşlik hukuku ve demokratik kültürün ocağı CHP ailesinin bütünlüğü ile kabul ediyor ve 81 il başkanı üzerinden tüm örgütümüzü selamlıyorum. Not: Bu metin bir grup adına değil, kendi adıma bir değerlendirmedir.“
Haber Merkezi